7 Temmuz 2013 Pazar

Amelelik Üzerine

        Bugün ilk blogumu yazıyorum. Ne zamandır birşeyler yazmayı düşünüyordum, kısmet bugüneymiş.
        Yazmayı seviyorum. Aslında her insan yazmalı, fikirlerini güzelce ifade edebilmeli. Her insanın duyguları vardır ve bunları açığa vurmak için bir yazar olması gerekmiyor. En coşkun duyguları bir şiire dökmek için bir şair olması gerekmiyor. Bunlar zaten insanın doğasında var olan özelliklerdir. Sanatsal, edebi ya da ne tür faaliyet olursa olsun, gerek meslek icabı, gerekse hobi olarak değer üretmek, özgün eserler vermek her insanın gâyesi olmalıdır. İleriye yönelik hiçbir gâyesi olmayan, kısır bir döngü içinde gün harcayan insanlar hayata bakışlarını bir kez daha gözden geçirmelilerdir. Esâsen insan her fırsat buldukça kendi fikirlerini ve yaşayışını değerlendirmelidir. Ama bu tür insanlar öyle bir gafletin içindedirler ki belli ki sağlıklı düşünmeye bile fırsat bulamıyorlar kendi dünyalarında.
        Geçen hafta yaz tatilini değerlendirme adına bir işe başladım. Yaka Elektrik firmasında çalışıyorum ve Maltepe'de Ted Koleji inşaatının elektrik tesisatını döşüyoruz. Bu tür işlerin bir üniversite öğrencisi için bulunmaz birer deneyim olduğunu düşünüyorum. Şayet bilgisayar mühendisliği okuduğumu de göz önüne alırsak, muhtemelen benim çalışacağım ortam birçok yönden bu ortamlardan farklı olacaktır. Hem buradaki işçilerin de sık sık belirttiği gibi bu ortamları gören bir öğrenci okumanın, daha iyi bir iş sahibi olma şansının önemini daha iyi anlıyor. Çalışma deneyimini edinmemiş, her sabah erkenden kalkıp akşama kadar "amele"lik yapmamış bir insanın o duyguyu çok da kolay anlayamayacağını düşünüyorum.
        Evet, maddi-manevi bu tür işlerin zorluğunu görünce belki de bir acıma hissi doğuyor insanın içinde. Kendine bakıyorsun, iki-üç ay sonra kurtulacaksın bu işten. Ama onlar belki hayatlarının sonuna kadar o işi yapacaklar.. Tam böyle bir acıma hissinden sonra "insan hak ettiğini yaşar" diye bir düşünce geliyor bu kez aklına.
         Bu aralar yardım ettiğim bir "usta"nın 3 tane elektrikçi dükkanı varmış, yanlış hatırlamıyorsam yeğenlerine emanet etmiş, onlar da batırmışlar. Şimdi de gelmiş burada çalışıyor. Sabahtan akşama kadar ağzından küfür düşmüyor, devamlı birşeylere isyan ediyor. Kazandığı paranın yarısını sigaraya veriyor. 50 yaşında adama ne dersin ki?
        Ben çalışmaya karşı olan biri değilim. Hayat insanı her türlü konuma getirebilir, her türlü zorluğa maruz bırakabilir. Demem o ki en hakir görülen, en sevilmeyen meslek dahi saygı duyulasıdır. Amelelik denen şey ağır yük taşımak değildir, düşünmemektir. En büyük amelelik 2 kilo beyni boş yere taşımaktır. Aynı hatayı yüzlerce, binlerce kez, hergün, bir ömür boyu yapmaktır amelelik. İşte bu saygı duyulacak birşey değildir!

Her Şeyin Teorisi

1- Acizim Her şeye güç yetiremem, mutlak güce sahip değilim. Duyu organlarım kısıtlı, her şeyi bilemem. Ölümlüyüm. 2- Zaaflarımın farkındayı...