Bazı insanlar gündelik işlerde
mükemmeliyetçi davrandıkları halde insan ilişkilerine geldiğinde sınıfta
kalıyorlar. Söz gelimi insanlar devamlı çevresindekilerin hatalarını kollarlar
ve anında müdahale ederek yaptığınızın işi kendilerinin düşündüğü gibi
yapmanızı söylerler. Fakat bazı hususlarda yanlışlıkları vardır.
Birincisi, bilgilerinin yanlış
olma ihtimalini düşünmeden, kesin bir tavırla “O iş öyle olur mu yaa, ne yaptın
sen? Çekil bakalım şöyle kenara!” derler. Hal bu ki işi iyice zorlaştırmaktan
başka bir şey yapmazlar. Tamamen kendi egolarını tatmin etmek amacıyla yaparlar
bu işgüzarlığı. Bu tip insanların her soruya, her konuya söyleyeceği şeyler
vardır. “ Bilmiyorum” ya da “Hata bende” gibi kabullenmeleri yoktur. Bey/hanım
efendi hatalı organlarını yıllar önce aldırmışlar. Geri adım atmama hastalığı,
gurur, kibir, ego, ne derseniz deyin
buna!
İkincisi ise bilgilerinin tek
doğru bilgi olduğunu öne sürerler. “O yemek salçasız olur mu yaa? Bizim
oralarda hep salçalı yaparlar.” Kardeşim sizin oralarda öyleyse ne yapalım?
Yemek dediğin şeyi nasıl yaparsan öyle olur. Belli başlı püf noktaları olabilir
ama olaya bu kadar dar bakmamak lazım. Her zaman geniş düşünmek gerek. Bir şey için “olabilir, neden olmasın?”
diyebilirsiniz. Fakat “öyle bir şey yoktur” diyebilmeniz teorik olarak çok zordur.
Geniş çaplı araştırmalar sonucu elde edilebilir bil bilgidir bu veya siz
yaparsınız ve “aaa oluyormuş deme ki!” dersiniz sonunda. Yoksa dediğim gibi her
yemeğe salça olursunuz.
Gel gelelim ki böyle insanlar hem
bu şekilde hem de başka şekillerde düşüncesizlik örnekleri sergileyerek
çevresindeki insanları rahatlıkla rencide edebiliyorlar. “Ya bu adam da sherefsizin
önde gideni!” Ne yaptın? Adamın günahını aldın boşuna, nereden tanıyorsun
adamı? Neden el âlemin lafına bakıp da boşboğazlık ediyorsun? Ayrıca:
-
“Bu eğitim sistemi çok yanlış, ben olsam liseyi
kaldırırım mesela. Boşuna oyalıyorlar insanları””
-
“A şehrinden adam çıkmaz!”
-
“A partisi bu ülkeyi batırdı/batırır/batırıyor.”
-
“Oğlum A takımı B takımını parçalayacak,
görürsün, demedi deme.”
-
“Sen ona bir de para mı verdin? Bir şeye
benzemiyor”
-
“O para ona verilir mi lan? Gel ben sana
aynısını alayım bizim oradan 5 TL’ye”
-
“O giydiğin sana hiç yakışmamış.”
-
“Senden adam olmaz!”
Tamam, bazı çıkarım ve
tahminlerde bulunulur ve bunlar dillendirilir ama her zaman kesin hükümler
vermek yanlıştır.
Esas cahillik bilmemek değildir
bana göre, bildiğini sanmaktır!
Harun
AKDOĞAN
30.10.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder