Sürekli birilerinin iyiliği için uğraşan ama sevilmeyen
insanlar vardır. Her fırsatta insanlara nasihat verirler, yanlışlarını
düzeltmeye çalışırlar. Ya da kendilerini, insanları aydınlatmakla, bilgi sahibi
yapmakla yükümlü görürler.
Eminim sorsanız hepsi iyi niyetinden yapıyordur. “Ben onun
iyiliği için böyle yaptım, bunları söyledim ama yine kötü olan benim!” Aslına
bakarsanız “kötülük” diye birşeyin olmadığını da düşünebiliriz. Akledememek,
ihmal, bencillik vardır. “Ukalâ, izgüzar, bilmiş, kendini beğenmiş...” Eğer iyi
bir insan olmaya çalışıyorsanız bu sıfatları hak etmemeye de çalışın.
“Evet, bilge olmak güzeldir. Evet, cahil olmak ezikliktir.
Şu halde ey bilge kişi! Evet, bize bilmediklerimizi öğret ve tatmin ol. Senin
bilgeliğini hep beraber alkışlayalım, tebrik edelim, dillere destan edelim,
herkese söyleyelim. Sen olmasan ne yapardık? Hani bana sınav hakkında tavsiyede
bulunmuştun ya, senin sayende okul okuyorum. Ve bu konu her açıldığında bunu
senin sayende başardığımı vurgula ve kendinle gurur duy, göğsün kabarsın.”
Şu bilge(!) insan ne sabırsız, ne de görgüsüz. Karşısındaki
insanı insan yerine koyuyor mu acaba hiç? Sürekli sözünü kesiyor, sadece
kendisi konuşsun istiyor. Bilgilerinin doğruluğundan emin, yanlış birşey
söylemekten çekinmiyor. İhtimalleri düşünmeden arsızca konuşuyor. Sana birşey
öğrettiğinde bak, nasıl da mutlu bir şekilde sırıtarak gözlerinin içine
bakıyor. Senin önermelerinin yanlış olduğunu ne de kesin bir şekilde
belirtiyor. Hatalarını yüzüne vurmaktan nasıl da haz alıyor. En sevdiği
tiplerdir senin gibi cahil insanlar. Sürekli anlatacağı birşeyler vardır sana.
Hadi, söylediklerini onaylayıp şaşkın ve pür dikkat bir şekilde onu dinle!
Eğer ki bu bilge kişilik sensen ve insanlara güzel
davranışlarda bulunmalarını, hatalarını düzeltmelerini söylüyorsan onlara
birşey katabileceğini düşünmüyorum. Aksine yapacakları varsa dahi vaz
geçebilirler, sırf sen dediğin için yapmış olmamak için.
Biriyle konuşuyorsan asla ondan bilgili gibi davranma,
öyleysen de öyle değilmişsin gibi görün. Emin olmadığın şeylere kesin hükümler verme.
Çıkar ve itibar için yapılanın iyilik olmadığını unutma. İnsanların hatalarını
doğrudan yüzlerine vurma. Önce ona örnek olmayı dene, olmazsa dolaylı yoldan
söylemeye çalış.
Bu şekilde hassas davransan dahi kötü olarak görülüyorsan ya da karşı tarafta olumlu bir etki oluşturamıyorsan o
da karşı tarafın kötülüğü olabilir.
Son.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder